Öteden beri muhafazakar kesimin, sanatla sanatçıyla, özellikle de tiyatro benzeri güzel sanatlara dönük etkinliklerle ilgisi olmadı…Bu alanda daha ziyade, Marksist anlayışın ciddi hakimiyeti vardı…Son yıllarda birçok sahada yaşanan değişim gibi burada da önemli kırılmalar yaşandı. Milli damarı temsil eden birçok isim sinemada, tiyatroda, resimde, müzikte ciddi mesafeler kat ettiler…“Eski hal muhal” diyebileceğimiz gelişmelere şahit oluyoruz…
İftihar ediyoruz.
***
Buna son örnek Atatürk Üniversitemizde yaşanan bir gelişmedir…Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü ülke çapında başarılara imza atar oldu…Hemen her bölümü için bu tespit geçerlidir. Özellikle de Tiyatro bölümü için.
İşte gazetelere yansıyan ve biz dadaşlara gurur veren bir haber…“Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümünden öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Bünyamin Aydemir’in yönettiği “Hayvanat Bahçesi Masalı” adlı tiyatro oyunu büyük bir başarının altına imza atarak Ankara Uluslar arası Tiyatro Festivaline katılmaya hak kazandı.”
Okuyunca hakikaten iftihar ettik…Sıradan bir olay değil, Üniversite tarihinde uluslar arası tiyatro festivaline çağrılan ilk oyun…
***
Büyüklerimizin sırası geldiğinde altını kalın puntolarla çizdiği bir hakikat var ya…Hani, “abartılı mütevazı halimiz” in ciddi bir noksan olduğuna dönük kayıtlar. Yazık ki, bu huyumuzdan bir türlü vazgeçmiyoruz…Elin, hiç kale alınmayacak adımlarını uzaya çıkmışçasına abartan biz, iş kendimize gelince tevazu ehli kesiliyoruz ki…Sormayın gitsin… Burada da, Bünyamin Aydemir Hoca’nın tavrı aynı…Elbette, kibirden, gururdan uzak duralım…Ancak, fotoğrafı da, bütün çıplaklığı ile göğsümüzü gere gere ortaya koyalım…Bu hali tarif için Erzurum’da siyaset yapan bir ağabeyimizin yıllar önce yaşadığı bir anekdotu aktarmakta fayda görüyoruz…Bir grup arkadaşıyla bir bakanı ziyarete giden söz konusu siyasetçi…Bakan’ın kendisine “Avukat mısınız?” sorusuna…“Hayır… Çok, iyi bir Avukatım” deyip…Ardından da…“Biz de, hakkı teslim yoktur Sayın Bakan, o yüzden doğru tarifi ancak kendimiz yapabiliyoruz” demesi, harika bir saptama değil midir?
***
Her neyse… Erzurum adına da, Üniversite adına da çok güzel bir gelişme…Bu noktada Bünyamin Hoca’nın “önemli olan sadece başarıyı yakalamak değil, başarıyı sürdürülebilir kılmaktır. Bundan sonraki çabamız bu yönde olacaktır” belirlemesine iştirak ediyoruz…
Ve… “Uluslar arası bir tiyatro etkinliğinde yer alacağız. Yerli ve yabancı çok sayıda tiyatrocu karşısında kendimizi bir kez daha sınayacağız. Festivalin bu yıl 17.si düzenlenmekte. Her yıl ortalama 50 bin seyirciye ulaşıyor festival. Bu yıl da o civarda bekleniyor seyirci sayısı. Bakalım, heyecanımız dorukta” ifadesinden hareketle, heyecan başarının öncelikli şartıdır deyip, tebrik ediyoruz…
Başarıları daim olsun inşallah…